Eskiden okuyamaz bile denilen bu bireyler artık lise, hatta üniversite bitirebilmekte, ikinci bir dil öğrenebilmekte, çalışabilmekte, bağımsız veya yarı bağımsız hayatlar sürebilmektedirler. Bu yüzden hayallerimize sınır koymamalıyız. Bir yandan hayallerimiz sınırsız da olsa çocuğumuzu doğru değerlendirerek ayakları yere basan, gerçekçi gelecek planları yapmanın onun mutluluğunun anahtarı olduğunu da unutmamalıyız.
HER ZAMAN MUTLU OLDUKLARI DOĞRU MU?
Zihinsel engelli olmak duygusal engelli olmak demek değildir. Down sendromlu bebekler her şeyden önce bebeklerdir. Beslenme, temizlenme, sevilme ihtiyacı duyan, acıkınca, sıkılınca ağlayan, kızan, küsen, gülen, geceleri sizi uyutmayan bebekler olacak. Down sendromlu gençler de cinsel kimlikleri bulunan, ergenlik bunalımı yaşayan, aşık olan, kalbi kırılan, kardeşi ile kavga eden, kapıları vurup bangır bangır müzik dinleyen, gülen, dans eden gençlerdir. Bizler gibi onlar da tüm duyguları yaşarlar.
Özel Öğrenme Güçlüğü
Özgül öğrenme güçlüğü (ÖÖG) bireysel olarak uygulanan standart testlerde, kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda; okuma, matematik ve yazılı anlatımın, beklenenin önemli ölçüde altında olmasıdır. ÖÖG görsel, işitsel, motor duyusal alandaki özürlerden, zihinsel gelişim geriliğinden, yaygın gelişimsel bozukluklardan, fırsat eksikliği, yetersiz öğrenim gibi okula ilişkin zorluklardan, kültürel etkenlerden, duygusal bozukluk ve iletişim bozukluğundan , çevresel etmenlerden ayırt edilmelidir. Özgül Öğrenme Güçlüğü terimi, “disleksi” (okuma alanında güçlük), “disgrafi” ( yazı alanında güçlük) ve “diskakuli” (matematik alanında güçlük) terimlerinin hepsini kapsamaktadır.
Özel öğrenme güçlüğü:
Doğuştandır.
Görme işitme sorununa bağlı değildir.
Zeka sorununa bağlı değildir.
Eğitimdeki aksamalar, sık okul değişikliği gibi nedenlere bağlı değildir.
Beyindeki bazı farklılıklar nedeniyle öğrenme süreçlerinden bir ya da birkaçında aksama olur.
Her çocuğun iyi olduğu ya da zorlandığı alanlar farklıdır.
Her çocuk kendine özgüdür.
Belirtileri Nelerdir?
Özel öğrenme güçlüğü okul öncesi dönemde bazı belirtilerle kendini göstermeye başlar. Ancak bu dönemde kesin tanı konulması güçtür.
Okul öncesi dönem belirtileri:
Konuşmanın gecikmesi ve diğer konuşma bozuklukları (kelimeleri doğru telaffuz etmekte güçlük, kelime dağarcığının yetersiz ve yavaş gelişmesi, bir şey anlatırken zorlanma, az konuşma)
Zayıf kavram gelişimi (Büyük-küçük, ince-kalın, üst-alt, iç-dış, önce-sonra gibi kavramları öğrenememe, karıştırma)
Yetersiz motor gelişim ( öz-bakım becerilerini öğrenmekte güçlük, düğme iliklemeyi öğrenememe, beceriksizlik (sakarlık), çizim veya kopyalamaya karşı isteksizlik
İlkokul dönemine ilişkin belirtiler:
Akademik başarı: Birçok alanda zeki görünmelerine karşın akademik açıdan başarısızlık yaşarlar. Başarı durumu değişkendir, bazı derslerde başarısı normal/normal üstü iken, bazı derslerde düşüktür)
- Okuma / Yazma Becerisi: Disleksisi olan çocuklar 1. sınıfta okumayı öğrenmede zorlanırlar ve gecikirler. Diğer sınıflarda ise okumaları hız ve nitelik açısından yaşıtlarından geridir. Bazı harflerin seslerini öğrenemez, harfin şekli ile sesini birleştiremez, kelimeleri hecelerken ya da harflerine ayırırken zorlanır, sınıf düzeyinde bir parçayı okuduğunda anlamakta zorlanır, başkasının okuduklarını daha iyi anlar.
- sınıfta yazmayı öğrenmede zorlanırlar ve gecikirler. Bazı harf, sayı ve kelimeleri ters yazar ya da karıştırırlar. “Çok” yerine “koç”, “ev” yerine “ve”, “soba” yerine “sopa”, b-d, m-n, ı-i, 2-5, d-t, ğ-g gibi. Yazarken bazı harfleri, heceleri atlar ya da harf/hece ekler, sınıf düzeyine göre yazılı imla ve noktalama hataları yapar, küçük-büyük harf, noktalama, hece bölme hataları, yazarken kelimeler arasında hiç boşluk bırakmaz ya da bir kelimeyi iki-üç parçaya bölerek yazarlar. Yaşıtlarına oranla el yazıları okunaksız ve çirkindir, yavaş yazarlar, tahtadaki yazıyı defterine çekerken ya da öğretmenin okuduğunu defterine yazarken zorlanırlar.
- Aritmetik Becerileri: Sayı ve matematik sembollerini öğrenmede güçlük çekerler. Bazı aritmetik sembolleri öğrenmekte zorlanır, karıştırırlar. Sınıf düzeyine göre çarpım tablosunu öğrenmekte geri kalırlar. Dört işlemi yaparken yavaştırlar. Problemi çözüme götürecek işleme karar veremezler, yaşına uygun seviyedeki matematik problemlerini yaparken otomatik olarak tepki vermekte zorlanırlar.
- Diğer alanlar: Sağ-sol, doğu-batı,kuzey-güney kavramlarını öğrenmede zorlanırlar. Zamana ilişkin kavramları (dün-bugün, önce-sonra, gün, ay, yıl, mevsim gibi) kavramlarını karıştırırlar. Hangi aydayız denilince salı, hangi mevsimdeyiz denilince şubat diyebilirler. Saati öğrenmekte zorlanırlar.
Haftanın günlerini, ayları, mevsimleri doğru saysa bile aradan sorulduğunda (cumadan önce hangi gün gelir, marttan sonra hangi ay gelir, haftanın dördüncü günü hangisidir gibi) yanıtlamakta zorluk çeker ya da yanlış yanıtlarlar.
Nasıl Tedavi Edilir?
- ÖÖG yaşam boyu devam eden bir bozukluktur. Özgül Öğrenme Güçlüğünün tedavisi psiko eğitimdir. Bu eğitim okulda verilen eğitimden farklıdır. Çocuk normal bir okulda eğitimine devam ederken yanı sıra bireysel ya da grup halinde özel bir eğitime alınır.
- Ayrıca fonetik farkındalığın arttırılması, dinleme, konuşma, okuma, yazma (dil) becerilerinin geliştirilmesi, kavram ve düşünme süreçlerinin gelişiminin desteklenmesi bu süreç eğitimi içinde yer almaktadır. Çeşitli algıları destekleyici ya da iyileştirici bu çalışmalar, akademik becerilerin eğitimi ile birlikte verilmektedir.
Özgül öğrenme güçlüğünü ortadan kaldıracak bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Ancak bu sorunun yanısıra dikkat eksikliği aşırı hareketlilik, depresyon, kaygı bozukluğu gibi başka psikiyatrik bozukluklar eşlik ediyorsa bunların ilaçla tedavisi düşünülebilir.
Özel öğrenme güçlüğü olan çocukların anne babaları neler yapmalıdır?
- Çocuğun güçlüğü kabul edin. Bunun beyindeki yapısal, işlevsel bir sorundan kaynaklandığını unutmayarak başarısızlığından dolayı çocuğu suçlamayın, yargılamayın.
- Bu güçlüğü yenmesine yardımcı olarak terapötik eğitim ve psikiyatrik desteği sağlayın.
- Eğitimde kazandığı becerileri evde çeşitli oyunlar ve etkinliklerle pekiştirin. Bu çocukların bir şeyi yaparak ve yaşayarak çok daha iyi öğrendiğini unutmayın.
- Çocuğunuzun güçlüğü hakkında okulu ve öğretmenlerini bilgilendirin, işbirliği yapmaya çalışın. Özel öğrenme güçlüğünün eğitim yoluyla tedavisinin özel bir uzmanlık gerektirdiğini unutmayın. Bu yardımı sınıf öğretmeninden beklemeyin.
- Yapacağı işler konusunda çocuğunuzu yüreklendirin, destekleyin. Kendini değerli bulması ve kendine güvenebilmesi için sizin ona bunu hissettirmeniz gereklidir.
- Yapabileceği basit işlerden başlayarak onun zoru başarmada istekli olmasını sağlayabilirsiniz.
- Başlangıçta çocuğunuz ile birlikte ders çalışmanız gerekebilir. Ona eşlik edin ama onun yerine ödevlerini yapmayın.
- Yüksek sesle okumasını isteyin. O okurken mutlaka siz de dinleyin.
- Disiplin ve kurallar konusunda kararlı ve tutarlı olun. Çocuğun öğrenme güçlüğünün olması onun kuralları öğrenemeyeceği anlamına gelmez.
- Eğitsel tedavi yavaş ilerleyen, uzun zaman sonra sonuçlarını alabileceğiniz bir tedavidir ( en az 6 ay). Bu nedenle sabırlı olun. Tedavi süresince halen yapamadığı şeylere odaklanmak yerine olumlu değişimleri görmeye çalışın ve çocuğunuzla bunları paylaşın.
Özel öğrenme güçlüğü olan çocukları diğer çocuklardan ayıran pek çok olumlu özellik vardır. Bunları keşfedin ve geliştirmelerine yardımcı olun. Einstein, Leonardo da Vinci, Edison, Mozart, Walt Disney, Robin Williams, Carl Lewis gibi özel öğrenme güçlükleri olan ama ilgi duydukları, yetenekli oldukları alanda başarıya ulaşmış pek çok ünlü kişinin olduğunu hatırlayın.
Zihinsel Engelli Bireyler
Zeka; doğuştan var olan ve hayat boyunca deneyimlerle gelişen problem çözme gücüdür. Bu güçle insan kendisini ve çevresini anlar, olayları muhakeme eder, sonuçlar çıkarır ve uyumla hayatını devam ettirir.
Zihinsel Engellilik; doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrasında çeşitli nedenlere bağlı, genel zihinsel işlevlerde normallerden önemli derecede gerilik ve bunun yanı sıra uyumsal davranışlarda da yetersizlik gösterme durumu olarak tanımlanmaktadır.
Zihinsel engellilikte 3 temel özellik vardır:
1- Genel zeka işlevinin belirgin derecede ortalamanın altında olması.
2- Yaşadığı toplumdaki kendi yaş grubu ile kıyaslandığında toplumsal beceriler, sorumluluk, iletişim kurma, günlük beceriler ve kendi kendine yeterlilik gibi alanlarda geriliğin olması.
3-16 yaşından önce başlaması.
Konuşma, dikkat, bellek, düşünme gibi zihinsel işlevlerde belirgin bozukluk görülmekte olup, özellikte bellekte ve dikkatte görülen bozukluk belirgindir. Zihin engelliğinde, zihinsel işlevlerdeki bozukluğa eşlik eden bir durum ise uyumsal davranışlardaki yetersizliktir. Uyumsal davranışlardaki yetersizlik, bireyin kendi yaşından ve kültür grubundan beklenen kişisel bağımsızlık ve sosyal sorumluluklarını yerine getirememesi olarak ele alınmaktadır. Uyumsal davranışlara örnek olarak insanlarla iletişim kurabilme (dili anlamak), günlük yaşam aktivitelerini yapabilme (yemek yiyebilme, banyo yapabilme vb), akademik becerilerler de bulunma (okuma, yazma ve aritmetik işlemleri yapabilme) ve bir iş bulup çalışabilme örnek olarak verilebilir.
ZİHİNSEL ENGELLİLİĞİN TEŞHİS VE DERECELENDİRİLMESİ
Zihinsel engelliliğin birçok belirtisi vardır. Örneğin zihinsel engelli bir çocuk:
Oturma, kalkma, emekleme ve yürümeyi diğer çocuklardan daha geç olarak yapar.
Daha geç konuşur veya konuşmasında sıkıntılar vardır.
Öğrendiklerini çabuk unutur. Hatırlamada zorlukları vardır.
Alışverişte, para hesabında zorlukları vardır.
Sosyal kurallara uymada sıkıntısı vardır.
Problem çözmede ve/veya mantıklı düşünmede sıkıntısı vardır.
Gebelikte ve doğum sırasında oluşan nedenler;
• Anne karnındayken bebeğin geçirdiği enfeksiyon hastalıkları. Örneğin: toksoplazma enfeksiyonu.
• Annenin hamilelikte bilgisiz ve gereksiz ilaç kullanımı.
• Annenin hamilelikte zehirlenmesi.
• Annedeki beslenme bozuklukları.
• Annenin alkol kullanımı.
• Bebeğin anne karnında iken oksijensiz kalması
• Erken doğum.
• Bebeğin anne karnındaki beslenmesinde yetersizlik.
• Zor doğumlarda bebeğin doğum kanalından geçerken oksijensiz kalması ya da travmaya uğraması.
Doğum sonrası nedenler;
• Merkezi sinir sistemi enfeksiyonları. Örneğin: Menenjit.
• Kafa travmaları. Örneğin: Yüksekten düşme.
• Havaleler.
• Yeni doğanın ağır sarılığı.
• Tiroid hormonu eksikliği
1- Zeka engelliliğinin özgün olmayan korunması, toplumun genel sağlığını ve yaşam standartlarını geliştirmekle sağlanır. Zeka engelliliği için oluşturulacak koruma programları, genel sağlık plan ve programlarına entegre edilmelidir.
2- Anne ve çocukların beslenmesi üzerinde titizlikle durulmalıdır.
3- Gebelik, doğum ve doğum sonrası iyi bir bakım mental ve fiziksel sakatlığın görülme sıklığını azaltacağından, ana ve çocuk sağlığı çalışmalarında halka kaliteli bir hizmet sunulmalıdır.
4- İnfeksiyonların ve parazitik hastalıkların önlenmesi zeka engelliliğinin önemli derecede önlenmesine katkılarda bulunacaktır.
5- Kimyasal ve fiziksel zararlı etkenlerin zararlarından korunmak için çevreyi izlemek, koruma programlarının önemli bir bölümünü oluşturmalıdır.
6- Zeka engelliliğinin kaza nedenlerini azaltmak için, küçük çocuklar için uygun çevre ve ilkyardım hizmetlerinin geliştirilmesi önemlidir.
7- Zeka gelişimini artırmak için sosyal ve çevresel eğitim stimülasyonu esastır. Bunu başaramayan aileler için uygun gözlemcilerin sağlanması gerekir.
8- Genetik danışma, prenatal teşhis, erken tanı ve uygun tedavi genetik orjinli zeka engellliliğini
Zihinsel engelliliği teşhis edilir edilmez, özürlünün tam bir tıbbi muayenesinin yanısıra aile, sosyal ve eğitim hayatıyla ilgili bilgiler aileden, okul ve hastane kayıtlarından elde edilmelidir.
Çocuklara günlük yaşam, kas kontrolü, iletişim ve sosyal yaşantı ile ilgili performanslarını ölçen testler uygulanmalıdır.
Günümüzde normal gelişim gösteren bireylerin olduğu kadar, gelişim geriliği olan bireylerinde eğitimine ve toplumsal yaşama olan katkılarına verilen önem giderek artmaktadır. Çeşitli önlemler alınarak engelliliğin oluşması engellenmekte veya en uygun şekilde rehabilite edilmektedir. Bu önlemlerin başında doğum öncesi dönemden başlayarak anne ve baba adaylarının bebeğin gelişimi ve eğitimi konusunda bilgilendirilmesi gelmektedir.
Zihinsel engelli çocuklara verilecek eğitimin planı çocuğun kişisel becerilerini artırmaya hedeflemelidir. Bu plan içerisine anne, baba, ideali her ikisi de alınmalıdır. Eğitim veren kurumların vazgeçilemeyecek elemanı özel eğitimcidir. Bunun dışında çocuğun gereksinimlerine göre fizyoterapist, çocuk hekimi, meslek terapisti, dil terapisti, psikolog, eğlence servisinin elemanları, taşımacılık eğitimi veren bireylerle, aile danışmanları bulunmalıdır.
Çocuklara okul eğitimlerinin dışında iki konuda da destek olunmalıdır: Bunlar biri sosyal aktiviteleri, diğeri de ilaç tedavisi olmalıdır.
- Zihin engelli çocuklara sosyal yönden yapılacak destek, çocuğu tedavi edici ve daha sonra oluşacak olumsuzlukları önleyecek özelliktedir. Sosyal aktiveteler çok çeşitli olup, eğlence programları düzenleme, spor aktivitelerine katılma, yaş günü partileri yapma, hayvanat bahçelerine ziyaretlerde bulunma vb. bunlardan sadece birkaçıdır.
İlaç tedavisi zihinsel engelliğe veya gelişme geriliğiyle birlikte bulunan psikiyatrik durumlarda gereklidir. Bu durumlar şiddetli depresyon, obsesif-konvulsif hastalık, dikkat bozukluğu-hiperaktivite ya da psikiyatrik hastalıkların diğer formlarıdır. Özellikle epileptik hastalarda tedavinin düzenli olması hayati önem taşır.
Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite
DEHB, aşırı hareketlilik, dikkat sorunları ve istekleri erteleyememe(dürtüsellik) belirtileriyle ortaya çıkan bir psikiyatrik bozukluktur. Bu belirtiler sıklıkla 7 yaşından önce başlar ve çocuğun günlük yaşamını etkileyecek boyuttadır. Tanı için, bu belirtilerin akranlarına oranla daha şiddetli düzeyde olması gerekir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu(DEHB)’nun Görülme Sıklığı Nedir?
Okul çağı çocuklarında görülme sıklığı %3–5 arasında değişmektedir. Türkiye’de her 20 çocuktan birinde DEHB olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla 2-6 kat daha fazla görülmektedir.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu(DEHB)’nun Belirtileri Nelerdir?
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu olan çocukların %20-30’unda sadece dikkat sorunları, %15’inde sadece hiperaktivite-dürtüsellik sorunları, %50-70’inde de, yani çoğunda, hem dikkat sorunları hem hiperaktivite-dürtüsellik sorunları görülmektedir. Aşağıda bu belirtiler ayrı ayrı belirtilmiştir:
Dikkat Eksikliği Belirtileri
1- Çoğu zaman dikkatini ayrıntılara veremez, okul ödevlerinde, işlerinde ya da diğer etkinliklerde dikkatsizce hatalar yapar.
2- Çoğu zaman üzerine aldığı görevlerde ya da oynadığı etkinliklerde dikkati dağılır.
3- Doğrudan kendisine konuşulduğunda çoğu zaman dinlemiyormuş gibi görünür.
4- Çoğu zaman yönergeleri izlemez ve okul ödevleri, ufak tefek işleri ya da işyerindeki görevlerini tamamlayamaz.
5- Çoğu zaman üzerine aldığı görevleri ve etkinlikleri düzenlemede zorluk çeker.
6- Çoğu zaman sürekli zihinsel çaba gerektiren görevlerden kaçınır, bunları sevmez ya da bunlarda yer almada isteksizdir.
7- Çoğu zaman üzerine aldığı görevler ya da etkinlikler için gerekli olan şeyleri kaybeder ( örneğin; oyuncaklar, okul ödevleri, kalemler, kitaplar ya da araç-gereçler ).
8- Çoğu zaman dikkati dış uyaranlarla kolaylıkla dağılır.
9- Günlük etkinliklerde çoğu zaman unutkandır.
Aşırı Hareketlilik ve Dürtüsellik Belirtileri
Aşırı Hareketlilik
1- Çoğu zaman elleri, ayakları kıpır kıpırdır ya da oturduğu yerde kıpırdanıp durur.
2- Çoğu zaman sınıfta ya da oturması gereken durumlarda oturduğu yerden kalkar.
3- Çoğu zaman uygunsuz durumlarda koşturup durur ya da tırmanır (Ergenlerde ve erişkinlerde öznel huzursuzluk duyguları ile sınırlı olabilir).
4- Çoğu zaman sakin bir biçimde oynayamaz ya da boş zamanlarını geçirme etkinliklerine katılamaz.
5- Çoğu zaman hareket halindedir ve sanki bir motor tarafından sürülüyormuş gibidir.
6- Çoğu zaman çok konuşur.
Dürtüsellik
1- Çoğu zaman sorulan soru tamamlanmadan cevabını yapıştırır.
2- Çoğu zaman sırasını bekleme güçlüğü vardır.
3- Çoğu zaman başkalarının sözünü keser ya da yaptıklarının arasına girer, örneğin, konuşmalara ya da oyunlara müdahale eder.
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu(DEHB)’na Eşlik Eden Sorunlar Neler Olabilir?
1- Karşıt Olma Karşı Gelme Bozukluğu
2- Davranım Bozukluğu
3- Depresyon
4- Kaygı( Anksiyete ) Bozuklukları
5- Tik Bozukluğu
6- Özel Öğrenme Güçlüğü
7- Zihinsel Gerilik
8- İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu
9- Obsesif-Kompulsif Bozukluk
10- Uyuşturucu Madde Kullanımı
11- Otizm Spektrum Bozuklukları
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu(DEHB)’nun Tedavisi Var mıdır?
DEHB %80-90 oranlarında tedavi edilebilir bir bozukluktur. DEHB’nun tedavisinde sık olarak kullanılan yöntemler ilaç tedavisi, bireysel eğitim, anne-baba eğitimi, aile tedavisi ve grup tedavisidir. Bu tedavi yöntemlerinden hangilerinin kullanılacağının kararı kişinin bireysel özellikleri dikkate alınarak belirlenir.
DEHB olan çocuklar tedavi görmedikleri zaman ergenlik ve erişkinlik dönemlerinde başka psikiyatrik bozukluklar açısından daha riskli hale gelirler. Bu psikiyatrik bozukluklar içerisinde, antisosyal davranışlar, alkol-madde kötüye kullanımı, depresyon ve kaygı bozuklukları en sık rastlananlardır.