Sanat insanın hem öğrenip hem gelişme sürecinin yardımcısıdır. Toplumsal yaşamın en önemli boyut ve unsurlarındandır. İnsan olmanın gereği varlığın bir ifadesidir. Sanat eğitiminin en önemli araçlarından biri görmeyi, işitmeyi, dokunmayı, tat almayı öğrenmektir. Sanat eğitimi bireyi görmeye bir o kadar da aramaya, sormaya, merak etmeye, yaratıcılığa yönlendirmelidir. Sanat eğitiminde amaç; sanatçı yetiştirmekten çok kişinin toplumda bir birey olabilmesi, sosyalleşebilmesi, düşünme, kavrama, sorunların üstesinden gelme ve üretme becerisi gibi pek çok özelliği kazandırmaktır.

Bazı bireylerin fiziksel ya da zihinsel yetersizlikleri onların engelli olmasına neden olur. Özellikle zihinsel yetersizliği olan bireyler fiziksel yetersizliği olan bireylere nazaran toplumdan daha fazla soyutlanırlar. Gelişimleri normal bireylere göre daha yavaştır. Anlama, iletişim kurma, ortama uygun hareket etme, kurallara uyma konusunda sorun yaşamaktadırlar. Zihinsel yetersizliği olan bireylerin gelişiminde de sanat eğitimi önem teşkil etmektedir. Zihinsel yetersizliği olan çocukların görsel sanatlar eğitimindeki amaç; sanat eseri oluşturmak değil çocuğun bireysel gelişimine katkı sağlamaktır. Sanat çalışmaları son yıllarda gerek normal gerekse yetersizliği olan çocukların eğitiminde gittikçe daha çok önem kazanmaktadır. Çünkü sanat eğitimi tüm gelişim alanlarına önemli katkıda bulunmakta, daha sevgi dolu, rahat bir ortamda öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Sanat belki kavram olarak okul öncesi dönemde yetersizliği olan ve olmayan çocuklar için karmaşık gelebilir. Ancak okul öncesi dönem çocuğunun yaptığı tek şey oyundur. Oyun oynamak çocuğa büyük bir zevk verir. Sanat etkinlikleri de yetersizliği olan ve olmayan her yaştaki ve cinsiyetteki çocuklar için bir oyundur. Okulöncesi dönemde çocuklara sunulan sanat etkinlikleri arasında boyama, kesme yapıştırma, yoğurma, dans, drama yer almaktadır. Okulöncesi eğitim kurumlarında sanat etkinlikleri şu şekilde sıralanmıştır.

*Yoğurma maddeleri; kil, tuz seramiği, kağıt hamuru, maun, plasterin, talaş hamuru, pasta hamuru vb.
*Boyar ve boyama teknikleri; mum boyası, şeker boyası, tuz boyası, parmak boyası, sulu boya, tebeşir boyası vb.
*Kağıt işleri; yırtma-yapıştırma, kesme-yapıştırma, katlama, pileleme, süsleme, şekil çıkarma, koparma, yuvarlama, buruşturma ve üç boyutlu çalışmalar.
*Atık materyaller; kullanılmasında sakınca olmayan her türlü cisim ve maddeyi değişik tekniklerle kullanmadır.

Bu etkinlikler arasında çocuğun fiziksel gelişiminde büyük-küçük kas gelişimine katkı sağladığı için, yoğurma ayrı bir önem taşımaktadır. Yoğurma malzemeleri içinde yer alan kil çocuk için en doğal ve en kolay ulaşabileceği malzemedir. Kil, seramiğin ana malzemesidir. Seramik, geleneksel ve endüstriyel olmasının yanı sıra aynı zamanda bir sanat dalıdır. Seramik, kilin suyla yoğrularak, şekillendirilip, kurutulması ve dayanıklılık kazanana kadar pişirilmesi sonucu ortaya çıkan ürüne denir. Seramik eğitimi alan bir çocuk kendine güvenme, sabırlı olma, gözlem ve dikkat etme becerilerini geliştirme, özgür düşünebilme gibi pek çok yetiye sahip olmaktadır. Okulöncesi çocuklarda kendilerini ifade etmek çok önemlidir. Kendini ve işini anlatabilme, dilini ve terimleri doğru kullanma becerisini kazanmada seramik eğitiminin büyük rolü vardır. Seramik çalışmaları titizlik, dikkat ve disiplin gerektirdiği için çocuk disiplinli çalışabilme, yardımlaşma, paylaşma, eleştiri yapabilme ve eleştiriyi kabul edebilme, iş birlikçi öğrenme ve temizlik alışkanlığı kazanma gibi sosyalleşmeye yönelik davranışlar edinir. Seramik eğitimi, Bireylerin görsel, işitsel ve diğer duyularına bağlı yargılama ve yaratma yetilerini geliştirmek, onların ilgi alanlarını kendilerine tanıtarak bu alanlarda mutluluk sağlayacak düzeyde uğraşı olanaklarını göstermek ve bunları seramik kiline aktarmaktır. Seramik ve sanat eğitimi çalışmalarının zihinsel engelli bireylerin zihinsel ve bedensel gelişimlerine katkıda bulunan bir yardımcı eğitim faaliyeti olduğunu vurgulanmaktadır.
Leave A Comment